Colani ve Erdoğan görüşmesi: Beka ve paylaşım meselesi
Ankara liderleri, Colani’yi defalarca Ankara’ya davet ederek, Suriye geçici hükümet başkanına, Arap dünyasındaki hareketlerin ve onların muazzam maddi desteğinin etkisiyle, Arap olmayan ortağının hizmetlerini ve desteğini unutmaması gerektiğini sürekli hatırlatmaya ve hatırlatmaya çalışıyorlar.
Yazar: Dr. Hassan Kumar, Türkiye ve Kafkasya’daki siyasi meseleler analisti
Zaviye Enstitüsü: Geçici Suriye hükümetinin başkanı “Ebu Muhammed el-Culani” lakaplı Ahmed eş-Şara, 3 Mayıs 2025 Cumartesi günü İstanbul’da “Recep Tayyip Erdoğan” ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Sarayı’ndaki çalışma ofisi’nde düzenlenen toplantıya, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın katıldı. Şam’ı temsilen Dışişleri Bakanı Asaad Hasan El-Şeybani ve Suriye Savunma Bakanı Marhaf Ebu Kasra da bir araya gelerek, iki ülkenin ortak sorunlarını ele almak ve görüş alışverişinde bulunmak amacıyla bir araya geldi.
Colani, geçen yılın şubat ayında Ankara’ya yaptığı ziyarette Erdoğan’la bir araya gelerek ikili konuları ve bölgesel gelişmeleri ele almıştı. Görüşmenin ardından açıklama yapan Erdoğan, Colani’nin Ankara ziyaretinin iki ülke arasındaki iş birliğinin ve ilişkilerin geliştirilmesinin başlangıcı olduğunu belirterek, “Türkiye’nin tüm kurumlarının katkılarıyla Suriye ile ilişkilerimizi stratejik seviyeye çıkarma çabasındayız.” dedi.
Erdoğan, “Türkiye ile Suriye arasındaki birlik ve beraberlik, bölgenin güvenliğine katkı sağlayacak ve bölgeyi terörden arındıracaktır.” dedi.
Erdoğan, “Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygıyı vurguluyor ve terör örgütlerine karşı mücadelede bu ülkenin yeni hükümetine her zaman destek vermeye hazırız” dedi.
Beşşar Esad’ın devrilmesinden sonra, Türk propaganda ve medya aygıtı, özellikle siyasi ve ekonomik alanda kapsamlı açılım ve kolaylaştırmalardan söz etse de, şimdiye kadar eski ve yeni ortaya çıkan engeller Ankara’nın liderleri için birçok zorluk yarattı ve pratikte Türkiye’nin politikalarından ve hedeflerinden hiçbiri hayata geçirilemedi. Şaşırtıcı olan, Türkiye’nin Suriye’deki varlığı meselesinin siyasi bir boyut olmaktan çıkıp güvenlik ve kimlik boyutlarına da taşınmasıdır. Zira Siyonist rejim, bir yandan da Türkiye’nin Suriye’deki varlığını bir güvenlik tehdidi olarak görüyor ve özellikle askeri üsler kurulması gibi stratejik hedeflerinin gerçekleşmesini fiilen engelliyor.
Öte yandan, Arap dünyasının Colani’ye yönelik rolünün ve desteğinin güçlenmesiyle birlikte, kimlik ve etnik aidiyetlerin bir kez daha Osmanlı İmparatorluğu’nun seleflerinin varlığına ve tartışmasız liderliğine meydan okuyacağı, derin ve tarihi engeller oluşturacağı anlaşılıyor.
Türkiye, bu iki krizin üstesinden gelmek için son aylarda Hibrid politikanın bir arada uyguladı.Bir yandan üçüncü ve bağlantılı ülkelerin arabuluculuğuyla Siyonist rejimin önündeki engeli etkisiz hale getirip ortadan kaldırmaya çalışıyorlar, diğer yandan da Bakü-Tel Aviv-Ankara arasında üçlü görüşmeler gündemde. Öte yandan Ankara liderleri, Colani’yi defalarca Ankara’ya davet ederek, Suriye Geçici Hükümeti Başkanı’na, Arap dünyasındaki hareketlerin ve onların muazzam maddi desteğinin etkisiyle, Arap olmayan ortağının hizmetlerini ve desteğini unutmaması gerektiğini sürekli hatırlatmaya ve hatırlatmaya çalışıyorlar.
Yukarıda da değinildiği gibi Türkiye, Beşşar Esad’sız Suriye’ye ulaşabilmek için büyük maliyetlere katlanmış, ancak şu ana kadar kayda değer ve kalıcı bir kazanım elde edemediği gibi, ülkeyi yeni tehditlerle karşı karşıya bırakmıştır. Dolayısıyla bu durumu telafi etmek için, Sayın Colani liderliğinde gerçekleştirilmesi gereken, itaatkar ve teslimiyetçi bir hükümet yapısına şiddetle ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak belirtildiği gibi, Sayın Gulani’ye çeşitli kanallardan yeşil ışık yakılıyor ve bu durum Ankara yöneticilerini endişelendiriyor.
Öte yandan Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması konusu, Ankara yönetimi ile geçici Suriye hükümetinin ortak kaygısıdır. ABD Dışişleri Bakanı’nın yakın zamanda Suriye geçici hükümetinin çökme riski ve iç savaş ihtimali hakkında yaptığı açıklamada belirttiği gibi, Suriye’nin siyasi durumu ve toprak bütünlüğünün ciddi bir kriz ve gerginlik içinde olması hem Colani’yi hem de Erdoğan’ı endişelendiriyor. Erdoğan, cumartesi günkü görüşmede, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasının Türkiye için öncelik olduğunu vurguladı.
Öte yandan Colani’nin ve yandaşlarının bekası için tüm bölgesel ve uluslararası güçlerin desteğine, çıkar çatışmalarının ve anlaşmazlıkların yönetilmesine ihtiyacı var. Zira Suriye’de gerginliğin devam etmesi, eninde sonunda geçici hükümetin çökmesine yol açacaktır. Dolayısıyla bu iç krizi aşmak için, dışarıdan destekçi çekmeye ve muhalif ve anarşist grupların taleplerini karşılamaya çalışmaktadır.
